Geride bıraktığımız ağustos ayında, ülkemizin çeşitli bölgelerindeki ormanlık alanlarda çıkan yangınlar sadece ağaçlarımızı değil ciğerimizi de yaktı. Görüntüleri izlemek adeta somut bir biçimde canımızı acıttı. Ağaç, kuş, kaplumbağa, sincap, geyik, arı; kaybettiğimiz şeyin ne kadar kıymetli ve önemli olduğunu biliyorduk çünkü. Yiten canların bir daha geri gelmeyeceğini de…
Hayat kalitemizi yükselten, yaşadığımız kentlere oksijen ve temiz hava sağlayarak akciğer vazifesi gören ormanlarımızı kaybetmemize bazen insan faktörü bazen de her geçen yıl daha büyük bir sorun haline gelen küresel ısınma sebebiyet veriyor. Oysa yaşamın sürdürülebilir olması için ormanlara çok ama çok ihtiyacımız var. Çünkü ormanların yaşamımıza, canlılara ve gezegenimize, bildiklerimizin yanı sıra bilmediğimiz, farkında olmadığımız pek çok faydası var. İşte onlardan yalnızca birkaçı…
İklim uzmanı
Ev satın almak ya da kiralamak için bir emlak ofisini ziyaret ettiyseniz emlakçının gezdiğiniz evi övmek için “yazın serin, kışın sıcak” tanımlamasını kullandığını muhtemelen duymuşsunuzdur. Ormanlar da yapısı gereği tam olarak böyledir. Bitkiler ve hayvanlar için muhteşem bir barınak olmanın yanı sıra depoladıkları yüksek miktarda karbon sayesinde hem kendi ekosistemlerinin hem de içinde bulundukları alanın ısısını dengelerler. Yazın daha serin, kışın daha sıcak bir ortam sağlamakla beraber, güneş ışınlarından kaynaklanan radyasyonu da önleyen ormanları “iklim uzmanı” olarak adlandırırsak abartmış olmayız.
Gürültü kirliliğine düşman
Nerede olursa olsun fark etmez; şehir merkezinin herhangi bir yerinde birkaç saniye durup hiçbir şey düşünmeden çevrenizden gelen seslere dikkat kesilirseniz ciddi bir gürültü kirliliğiyle karşı karşıya olduğumuz gerçeğiyle yüzleşirsiniz. Artık alışmış olduğumuzdan ayırdına varamadığımız ve bu nedenle dikkate almadığımız gürültü kirliliğinin insan psikolojisi üzerinde ciddi etkileri var. İnsanların yanı sıra tüm canlıların ruh sağlığını bozan etmenler arasında yer alan gürültü kirliliğini önlemenin en etkili yollarından biri de ağaçlar. Özellikle kışın dökülmeyen, sert yapraklara sahip olan ağaç türleri, sesi engelleyici bir fonksiyona sahip. Yolculuk ederken özellikle anayol ve otobanların kenarında sıra sıra ağaçlar ve hatıra ormanları görmemizin nedeni de bu. Kent merkezlerindeki ormanlar da şehrin gürültüsünü azaltarak bulunduğumuz yeri bizim için daha yaşanır bir hale getiriyor.
Suyun yani hayatın kaynağı…
Yaşamın vazgeçilmezi, olmazsa olmazı olan su, ormanlar sayesinde temizleniyor. Ağaçlar kar ve yağmur sularının bir kısmını gövde ve dallarında tutarak havayı nemlendirip yağış miktarını artırıyor. Bir kısmını ise kökleriyle süzerek yerin altına indirip yeraltı sularının zenginleşmesini sağlıyor. Ormanlar bu özellikleriyle başlı başına bir su şebekesi gibi çalışıyor. Ormanlardaki canlı çeşitliliğinin sebebi biraz da bu özelliklerinden kaynaklanıyor.
Doğal afetlere karşı en iyi önlem
Kar ve yağmur suyunu gövdelerinde tutan ağaçlar sadece yeraltı sularının zenginleşmesini sağlamakla kalmayıp sel baskınlarının oluşmasını da önlüyor. Toprak kaymasına karşı en etkili önlemlerden biri ağaçlandırma çalışması. Dolayısıyla heyelan bölgelerinde orman oluşturmak, toprak kayması riskini en aza indirmenin yanı sıra hem tarıma elverişli toprakları koruyor hem de aşırı yağışların sebep olduğu sellerde muhtemel can kayıplarının önüne geçilmesini sağlıyor.
Ekonomiye de can veriyor
Gerek ülkemizde gerek gezegenimizde insan nüfusunun astronomik bir şekilde artması ve bununla ters orantılı olarak kaynakların gün geçtikçe azalması, iklim kadar ekonomi üzerinde de yıkıcı etkiler yaratıyor. Ormanlar varlıklarıyla dahi doğal bir ekonomik değer. Ağaçlardan elde edilen maddeler pek çok sektörde gerek hammadde gerek son ürün olarak kullanılıyor. Ayrıca ormanlar yarattıkları huzurlu, dinlendirici ve rahatlatıcı ortamla turistik olarak da ciddi bir gelir kaynağı. Tüm bunların yanı sıra köylerde ve ufak yerleşim yerlerinde yerel halkın bir kısmı geçimini ormandan sağlıyor. Bu sayede ormanlar büyükşehirlere olan göçün azalmasına ve sosyal dengeye de katkıda bulunuyor.
Bazen söndürmeyi unuttuğumuz veya beceremediğimiz piknik ateşi, bazen en yakın çöpe kadar taşımaya üşenip çalılara savuruverdiğimiz bir cam şişe bazense bir sigara izmariti, yaşamımıza düşündüğümüzden çok daha fazla katkı sağlayan ormanların birkaç saat içinde yok olmasına sebebiyet verebiliyor. Ormanlarımızı koruyabilmek için dikkatli davranarak insan faktörünü minimuma indirmemiz ve küresel ısınmaya karşı hem toplum hem de birey olarak üzerimize düşenleri eksiksiz bir biçimde yapmamız hayati önem taşıyor.
What do you think?