ÇOCUĞUNUZA ÇEVRE VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BİLİNCİ KAZANDIRMANIN YOLLARI

Dünya, sahip değil misafir olduğumuz bir gezegen. Bugüne kadar kaydedilen en uzun insan ömrü 122 yıl. 4,5 milyar yılı aşkın dünya tarihinde insan neslinin varlığı en fazla 300 bin yıla dayanıyor. Buna karşın insanoğlu bu gezegenin tek sahibi gibi davranmaya, her geçen gün daha da artan bir şiddetle dünyamıza telafisi mümkün olmayan zararlar vermeye devam ediyor. Bu kötü gidişatı durdurmak için gerek global gerek yerel ölçekte çeşitli çalışmalar gerçekleştiriliyor. Bununla beraber bizlerin de birey olarak üzerimize düşeni yapmamız; gelecek nesillere yaşanabilir bir gezegen emanet edebilmek için çocuklarımıza çevre ve sürdürülebilirlik bilincini aşılamamız gerekiyor.

Evden okula, eğitim şart
Sürdürülebilirlik kavramını ele alırken konuya; sürdürmeye çalıştığımız şeyin gezegenimizin varlığı olduğunun, bunu başaramadığımız takdirde yaşayacak bir gezegenimiz olmayacağının farkındalığıyla bakmalıyız. Bu nedenle aslında çevre ve sürdürülebilirlik bilinci ilköğretimden itibaren müfredata girmesi gereken hayati bir konu. Bunu gerek bireysel kampanyalar başlatarak gerekse sivil toplum kuruluşlarıyla çalışarak yetkililerden talep etmemiz gerekiyor. Ayrıca çocuklara çevre bilinci vermek için 6-7 yaşın çok geç olduğunu, eğitimin evde başladığını artık hepimiz biliyoruz. Çocuklar ebeveynlerinin söylediklerinden çok yaptıklarını örnek alıyor ve anne-babalarını taklit etmeye bayılıyorlar. Bu da çevre bilincini çocuklara aktarırken önce bizim bu bilince uygun hareket etmemiz, hayatımızı buna göre şekillendirmemiz gerektiği anlamına geliyor.

Doğada beraber zaman geçirin
Çevreye duyarlı bir çocuk yetiştirmenin olmazsa olmaz şartı, çocuğunuzu doğayla tanıştırmak. Yapılan araştırmalar çocukların açık havada geçirdikleri günlük ortalama sürenin, ceza infaz kurumlarındaki hükümlülerin açık havada geçirdikleri zamandan daha az olduğunu gösteriyor. Yani çocuklar açık havada zaman geçirmiyor, doğayı tanımıyorlar. Ve tanımadıkları bir şey için bilinç oluşturmaları mümkün değil. Sık sık açık hava gezileri yapmak; çocuğunuzu doğada yaşayan canlılarla, ağaçlarla, bitkilerle tanıştırmanız çok önemli. İnsanlar dışında diğer canlıların da bir yaşamı ve yaşam alanı olduğunu bilen bir çocuk, empati kurmaya başlayıp onların varoluş hakkına saygı gösterecektir.

Ona sorumluluk verin
Çocuklar yapıları gereği kolay uyum sağlayıp çabuk sahiplenirler. Küçük yaşta onlara sorumluluk vermek; belki saksıdaki bir domates fidesinin ya da eviniz müsaitse evcil bir hayvanın bakımını ona emanet etmek iyi bir başlangıç olabilir.

Hatalarına doğru bir şekilde müdahale edin
Çocuklar meraklı ve zarar vermeye meyilli olabilirler. Çocuğunuz bilinçli ya da bilinçsiz olarak çevreye ve canlılara zarar verebilecek şekilde hareket ederse onu nazikçe uyarın. Bunu yapmasının neden yanlış olduğunu anlatın ve empati kurmasını sağlayın. Böylesi bir durumda  çocuğa doğru davranmak ve onu doğru yönlendirmek oldukça önemlidir. Bu yönlendirme sırasında, yaptığı davranışın hangi sonuçlara yol açabileceğini açıklamak, tekrar etmemesi için ikna edici olacaktır.

Eğlenceli bir rehber: Doğa belgeselleri ve animasyonlar
Kabul etmeliyiz ki artık dijital çağda yaşıyoruz. Çocukların bilgisayar, tablet ve cep telefonuna gösterdiği ilgi çok yüksek. Dijital platformlarda çevre bilinci ve doğal yaşamla ilgili birçok içerik var. Yaş grubuna göre çocuğunuzu, ona çevre sevgisi aşılayacak; doğanın harika uyumunu, çeşitliliğini görebileceği içeriklere yönlendirebilir, teknolojinin zengin nimetlerinden faydalanabilirsiniz.

Çöp değil atık
Kağıt, plastik, cam, metal gibi geri dönüştürülebilir maddelerin çöp olmadığını, bu ve benzeri maddelerin yeniden kullanımının sürdürülebilirlik açısından çok önemli olduğunu çocuğunuza anlatmanız; birlikte atıkları ayrıştırarak geri dönüşüm kumbaralarına atmanız hem bu alışkanlığı küçük yaşta edinmesini hem de çevre bilincinin artmasını sağlayacak.

Çevre ve sürdürülebilirlik bilincine sahip çocuklar hem dünyanın daha yaşanabilir olması için mücadele edecek hem de doğayı önceleyen bakış açısını kendilerinden sonraki gelecek nesillere aktaracak. Z kuşağı bunun sinyallerini çoktan verdi bile. Gelecek kuşakların evrendeki evimizle ilgili daha duyarlı, bilinçli ve net bir duruş sergileyeceği kesin. Yapmamız gereken tek şey onların bunu başarması için biraz imkan ve destek vermek.